1. Deneyim ve Manevi Deneyim Tanımı
Manevi Bilim Araştırma Vakfı (SSRF), beş duyumuz, zihnimiz ve aklımız aracılığıyla deneyimlediğimiz her şeyi ‘deneyim’ olarak tanımlar. Örneğin, en sevdiğimiz yemeği yemek, çocuğumuza sevgi duymak, iş yerinde aklımızı kullanarak bir problemi çözmek vb. durumlar ‘deneyim’ kategorisine girer. Beş duyumuzun, zihnimizin ve aklımızın kavrayışının ötesinde bir şeyi deneyimlemek ise ‘manevi deneyim’ olarak tanımlanır. Bir olayı beş duyumuz, zihnimiz ve aklımızla algılayabilsek bile, bunun ardındaki neden insanlığın kaba zekasının anlayışının ötesindeyse, bu yine de manevi bir deneyim olarak kabul edilir.
2. Deneyime karşı manevi deneyim ve nasıl algılarız
Deneyim | Manevi Deneyim | |
---|---|---|
Ne deneyimlendi? | Kadın gül demetinden bir gülün kokusunu alır. | Kadın herhangi bir sandal ağacı yokken sandal ağacı kokusu alır. |
Kaynak | Görünür ve maddi boyuttan. | Görünür olamayan ve süptil boyuttan. |
Algılandığı araç | 5 duyu organı, zihin ve akılla algılanır. Bu örnekte, koku organı yani burun yoluyla. | Altıncı hisle, yani 5 süptil duyu organı, süptil zihin ve süptil akıldan oluşan süptil duyu organları aracılığıyla algılanır. Bu örnekte, koku alma duyusunun süptil organı aracılığıyla algılanır. |
Beş duyumuz, zihnimiz ve aklımız aracılığıyla maddi dünyayı deneyimleriz. İyi bildiğimiz beş duyu, zihin ve akla karşılık gelen beş süptil duyu, süptil bir zihin ve süptil bir aklımız da vardır. Bunlar geliştirildiğinde veya aktive edildiğinde, süptil dünya veya manevi boyutu deneyimlememize yardımcı olur. Süptil dünyanın bu deneyimine ‘manevi deneyim’ denir.
Yukarıdaki resimde gül koklayan ve gül kokusunu deneyimleyen bir bayan görüyoruz. Gül kokusunun kesin bir kaynağı yani gül demetleri olduğu için bu bir deneyim olarak kabul edilir. Diğer resimde ise iş gününün başlangıcını düşünerek sabah kahvesini yudumlayan bir bayan görüyoruz. Aniden ve herhangi bir görünür neden olmadan, güçlü bir sandal ağacı kokusu alıyor. Başlangıçta nereden geldiğini anlayamadığı için kokuyu önemsemiyor ve kahvesini içmeye devam ediyor. Ancak koku onunla birlikte iş yerine kadar geliyor ve tüm sabah boyunca kalıyor. Kokuyu çevresindeki diğer insanlara sorsa da kimse alamıyor. Bu manevi bir deneyim olurdu. Bu durumda, bayan aslında süptil alemden gelen bir kokuyu algılamış ve koku duyusunun süptil duyusu aracılığıyla bu kokuyu deneyimlemiştir.
Birçoğumuzun daha önce hiç bilmediğimiz için önemsemediğimiz, ancak herhangi bir açıklanabilir kaynağı olmayan bir koku alma gibi bir deneyim yaşamış olabilir. Manevi bir deneyim, tat, dokunma, ses ve görme olmak üzere diğer dört süptil duyu organı ve ayrıca süptil zihin ve süptil akıl yoluyla da algılanabilir. Bu ekstra algı, altıncı hissimiz olarak bilinir. Daha önce de belirtildiği gibi, bir kişi bir olayı beş duyusu, zihni ve aklıyla algılayabilse bile, bunun ardındaki neden insanlığın kaba zekasının anlayışının ötesindeyse, bu yine de manevi bir deneyim olarak kabul edilir.
- Buna bir örnek, herhangi birinin kaba gözleriyle (yani süptil görüşleriyle değil) görebileceği herhangi bir açık dışsal nedene bağlı olmadan hareket eden bir nesne olabilir. Genel konuşmada bu deneyimler paranormal olarak bilinir. Bu deneyimlere ‘süptil boyuttan algılar’ denir.
- Çocuğu dehşet verici bir kazadan sonra kritik bir durumda yoğun bakımda yatan bir annenin başka bir örneğini ele alalım. Doktorlar her şeyi denemiş ama çocuk tepki vermiyor. Hiçbir umut veremiyorlar. Çaresiz kalan anne, bilinçsiz çocuğu için Tanrı’ya hararetle ve sürekli dua ediyor. Sonra mucizevi bir şekilde ve herhangi bir tıbbi açıklama olmadan, ertesi gün çocukta belirgin bir iyileşme görülüyor. Zamanla çocuk sürekli iyileşiyor ve tehlike zonasından çıkıyor. Burada çocuğun durumu ve annenin duası her ikisi de maddi alemdedir, ancak tıp biliminin açıklayamadığı iyileşmenin nedeni akıl ile açıklanamaz. Bu tür deneyimler de manevi deneyimler kategorisine girer.
3. Altıncı his nedir ve görünmeyen dünyayı nasıl algılarız?
Manevi deneyimleri ve bildiğimiz dünyadan kat kat daha geniş olan süptil dünyayı nasıl algıladığımız hakkında daha detaylı bir açıklama için altıncı his üzerine yazımıza bakmanızı öneririz.
4. Beş süptil duygu organı ve beş Mutlak kozmik element ile ilgili manevi deneyim
Dünya, beş mutlak Kozmik İlke‘den (Panchamahābhūtās) oluşur. Bu Kozmik İlkeler görülemez ancak tüm yaratılışı oluşturur. Manevi uygulamamızda ilerledikçe altıncı hissimiz aktive olur ve bu İlkeleri, en kaba olandan en süptil olana doğru aşamalı olarak deneyimlemeye başlarız. Böylece, koku, tat, görme, dokunma ve işitme süptil duyularımız aracılığıyla sırasıyla Mutlak Toprak (Pruthvī), Su (Āpa), Ateş (Tēj), Hava (Vāyu) ve Eter (Ākāsh) elementlerini deneyimleyebiliriz.
Aşağıdaki tablo, altıncı hissimiz aracılığıyla, yani beş süptil duyu aracılığıyla algılayabileceğimiz olumlu ve olumsuz manevi deneyimlere örnekler sunmaktadır.
Süptil altıncı his organı | İlgili Mutlak Kozmik Element | İlgili manevi deneyim örneği
Olumlu deneyimOlumsuz deneyim |
---|---|---|
Koku | Mutlak Toprak Elementi | Görünürde bir kaynak yokken sandal ağacı kokusu almak Evde sebepsiz yere idrar kokusu almak |
Tat | Mutlak Su Elementi | Ağza hiçbir şey koymadan ağızda tatlılık hissi duymak Ağızda acı bir tat hissetmek |
Görme | Mutlak Ateş Elementi | Bir tanrı vizyonu görmek veya aura algılamak Hayalet görmek |
Dokunma | Mutlak Hava Elementi | Kimse yokken başınıza bir el konmuş gibi hissetmek Geceleri bir hayalet (şeytan, iblis, negatif enerji vb.) tarafından saldırıya uğramak |
Ses | Mutlak Eter Elementi | Çan sesi veya deniz kabuğu sesi duymak ancak etrafta çan veya deniz kabuğu olmaması Kimse yokken etrafta garip, tehdit edici sesler duymak |
Bir kişi, koku gibi bir süptil duygu organı aracılığıyla bir şey algıladığında, kaynak tanrısal varlık gibi olumlu bir enerji veya hayalet gibi olumsuz bir enerji olabilir.
5. Manevi deneyim ve manevi seviye
Manevi seviyemiz arttıkça, daha yüksek ve daha süptil seviyede bir manevi deneyim elde edebiliriz.
Aşağıdaki tablo, altıncı hissin tamamen manevi seviyenin bir fonksiyonu olarak görülmesi durumunda, kişinin her beş süptil duyudan her birini deneyimleyebilmek için gerekli minimum manevi seviyeyi göstermektedir. Örneğin, %40 manevi seviyede koku alma süptil duyusuyla ilgili manevi deneyim elde edilebilir.
Bu çubuk grafik, manevi seviye ile çeşitli süptil duyular aracılığıyla deneyim türleri arasındaki doğrudan ilişkiyi açıklamaya yardımcı olsa da, aşağıdakileri not etmek önemlidir:
- Bir kişi süptil koku deneyimi yaşadığında, bu mutlaka %40 manevi seviyesine ulaştığı anlamına gelmez. Çoğu zaman, Tanrı’nın adını zikretmek, Azizlerin yanında olmak vb. gibi yoğun manevi uygulamalar nedeniyle manevi seviyede veya yetenekte geçici bir yükselme söz konusu olur.
- Deneyime katkıda bulunan başka faktörler de olabilir. Örneğin, bir hayalet (şeytan, iblis, negatif enerji vb.) evi idrar kokutmak suretiyle bir kişiyi korkutmak istiyorsa, bunu gerçekleştirmek için kendi manevi enerjisini kullanabilir. Bu, hedef kişinin manevi seviyesinde gerekli yükselme olmadan gerçekleşir.
- Bu, %40 manevi seviyedeki tüm kişilerin mutlaka süptil bir koku algılayacağı anlamına gelmez. Bir kişinin manevi seviyesi birçok özelliğin net işleyişidir; altıncı his bunlardan sadece biridir. Manevi seviye hakkındaki makaleye bakın.
- Bu kişilerin, mevcut tüm süptil koku çeşitlerinin %100’ünü algılayabilecekleri veya bunları her zaman ve her an algılayabilecekleri anlamına da gelmez.
- %40 veya üzeri manevi seviyede olan bir kişinin mutlaka süptil bir koku algılayacağı anlamına da gelmez. Bir kişi, beş süptil duyudan hiçbiriyle algılamadan Azizlik seviyesine (yani %70 manevi seviye) ulaşabilir. Böyle bir deneyim yaşamamasının nedenlerinden biri, bu kişinin geçmiş yaşamlarında bu deneyimleri zaten yaşamış olması ve artık bunlara ihtiyaç duymaması olabilir. Ancak tüm Azizler, süptil zihin ve süptil akıl ile ilgili olan altıncı hisse sahiptir.
Grafikten ayrıca dokunma ve işitme süptil duyularının ancak daha yüksek manevi seviyelerde algılandığını görebilirsiniz. Bunun nedeni, bunların beş süptil duyu arasında daha da süptil olmalarıdır.
6. Manevi deneyimlerin önemi nedir?
Aşağıdaki noktalar, manevi deneyimlerin önemini ve başlıca faydalarını özetlemektedir:
6.1 Manevi bilimin teorik yönüne inanç ve güven oluşumu
Bu sayfanın başındaki alıntıya atıfta bulunursak, sözcüklerle ifade edilen entelektüel veya teorik bilgi yalnızca %2 önem taşırken, bu sözcüklerin deneyimlenmesi %98 önem arz eder. Biri, Manevi bilimin temel ilkelerine dayanan uygun bir manevi uygulamaya başladığında, manevi ilerleme kaydeder ve manevi deneyimler yaşar. Manevi uygulama, kitaplardan edinilen teorik bilgi ile onu manevi olarak deneyimlemek arasındaki boşluğu doldurur.
Teorik bilgi (entelektüel bilgi) yalnızca Manevi bilime meraklı olanların bir nebze inanç kazanmasına yardımcı olur. Bu, manevi gelişim aşamalarında gerekli bir adımdır, ancak kişi manevi deneyimler yaşadığında, teorik bilgiye olan güveni gelişir.
Lütfen ‘manevi gelişim aşamaları’ hakkındaki makaleye bakın.
Bu nedenle, manevi toplantılarda (satsang) manevi deneyimler tartışılır. Manevi toplantılara katılan arayışta olan kişiler, orada öğretilenlerin sadece bilgi olmadığını, gerçekte deneyimlenebileceğini fark ederler.
6.2 Manevi gelişimin farkındalığı
Manevi deneyimler, Tanrı arayışta olan kişiler olarak uygun bir manevi uygulama benimsediğimizi ve manevi gelişim kaydettiğimiz için giderek daha yüksek manevi deneyimler yaşadığımızı teyit eder. Bu deneyimler, kilometre taşları gibi davranır ve bizi manevi yolculuğumuzda teşvik eder. Diyelim ki manevi uygulamamızı kesintiye uğratırsak, manevi deneyimler yaşamaya devam edemeyebiliriz. Manevi uygulamada durgunlaşırsak, daha yüksek manevi deneyimler elde edemeyiz. Manevi uygulamada durgunlaşmak, nicelik veya nitelik olarak artırmadan, yıl boyu aynı uygulamayı tekrarlamak anlamına gelir. Bu, Tanrı’nın bize manevi uygulamamızı daha da geliştirmemiz gerektiğini söyleme şeklidir.
‘Manevi Uygulama günlük olarak yapılmalıdır’ ve ‘Manevi uygulama seviyesini düzenli olarak artırın’ makalelerine bakınız.
Not: Belirli bir yola göre manevi uygulama yaptığımızda, üç yıl boyunca herhangi bir manevi deneyim yaşamazsak, seçtiğimiz yolun doğru olup olmadığını manevi olarak gelişmiş bir kişiye, yani bir Azize danışmalıyız. Bir Azize erişiminiz yoksa, manevi yolculuğunuzda önerilen ilk adım olarak doğum dininize göre Tanrı’nın adını zikretmek hakkındaki yazımızı okuyun.
6.3 Tanrı’nın azametini vurgulayarak egonun azaltılması
Kişinin manevi yolculuğunun erken aşamalarında, diğer arayışta olan kişilerin manevi deneyimlerinin anlatımlarını dinlerse, manevi deneyimlerin çeşitliliği ve derinliği oldukça akıl almaz olabilir. Kişi, Tanrı’nın her birimize iman oluşturmak için benzersiz manevi deneyimler yaşatan kudretine kıyasla ne kadar önemsiz olduğunu fark etmeye başlar. Sonuç olarak, Tanrı’nın yetenekleriyle karşılaştırıldığında kişinin kendi yetenekleriyle ilgili egosu azalır. Egoda azalma, manevi gelişim için temel bir gerekliliktir.
7. Manevi deneyimleri belgelemenin önemi nedir?
- Manevi deneyimleri belgelemek ve yayınlamakla, Tanrı arayışında olan kişiler, manevi uygulama sonucunda elde edilen çeşitli manevi deneyim türlerini öğrenirler. Böylece arayışta olan kişilere manevi uygulama yapmak için daha fazla coşku verir.
- Bu, zihin ve akıl üzerindeki manevi uygulamanın önemini yeniden vurgular ve bizi manevi uygulamamıza devam etmeye ikna eder.
- Eğer benzersiz bir manevi deneyim yaşarsak, gerçekliğinden şüphelenme ihtimali vardır. Ancak başkaları tarafından elde edilen benzer manevi deneyimler hakkında bilgi sahibi olursak, bu durumda iman oluşur. Bunun arkasında bir bilim olduğuna inanırız ve bu da bizi Manevi bilim çalışmasına teşvik eder.
- Ayrıca, belirli bir arayışta olan kişinin o manevi deneyimi elde etmek için manevi uygulama açısından tam olarak ne yaptığı araştırılarak kendi manevi uygulamamızı zenginleştirebiliriz.
8. Manevi deneyimlerin manevi uygulamayı geliştirmede sınırlamaları nelerdir?
Sonuçta, manevi deneyimler her zaman manevi uygulamayı geliştirmez veya artırmaz. İnsanlar bir mucizeye tanık olsalar bile, bu zorunlu olarak manevi uygulamaya başlayacakları anlamına gelmez. Yaşadıkları manevi deneyime rağmen, insanların %30’u ya aktif manevi uygulamayı bırakır ya da aynı manevi seviyede durgunlaşır. Manevi uygulamayı aktif olarak sürdürebilmek için, ‘Bu doğumda mutlaka ruhsal olarak gelişmeliyim’ düşüncesini geliştirmek gerekir. Manevi deneyimler her zaman akla bu konuda yardımcı olmaz. Bu tutumun gelişmesi için, sürdürülebilir manevi uygulama için bize bir çerçeve sağlayan Manevi bilim çalışması gerekir. Herhangi bir manevi bilim çalışması, önceden oluşturulmuş fikirlere bağlı kalmadan açık bir zihinle yapılmalıdır.
9. Neden bazen manevi uygulamaya rağmen manevi deneyim yaşamayız?
Bunun nedenleri aşağıdaki gibidir:
- Manevi deneyimler, manevi gelişimimizin göstergeleridir. Ancak manevi gelişimimiz, manevi uygulamaya başladığımız anda başlamayabilir. Bunun nedeni, manevi uygulamamızın yalnızca manevi ilerleme yerine, yoğun olumsuz kaderimizin veya birikmiş hesabımızın (sanchit) yoğunluğunu azaltmak için kullanılması olabilir. Sonuç olarak, başlangıçta manevi ilerleme olmaz ve bu nedenle manevi deneyim yaşamayız. Ancak ısrarcı manevi uygulama, bu ilk aşamayı aşmamızı sağlar.
Burada, olumsuz kader terimini mutsuzluk deneyimiyle sonuçlanan kaderi belirtmek için kullandık. Ciddi bir kazaya uğramak, şiddetli olumsuz kadere bir örnektir. Dolayısıyla bir kişi manevi uygulama yapmaya başladığında, ilk manevi uygulama bu özel kaderin, yani ciddi bir kaza ile karşılaşmanın yoğunluğunu azaltmada kullanılabilir. Böylece arayışta olan kişi, kazaya uğramadan hemen önce yavaşlaması veya başka bir yöne gitmesi için bir önsezi alabilir ve bu sayede kazanın şiddetini ve ciddiyetini azaltabilir. Arayışta olan kişi daha sonra az ya da hiç yaralanmadan hayatta kalabilir. Tanrı’ya olan inancımızı geliştirmek veya inancımız sarsıldığında onu güçlendirmek için Tanrı, manevi deneyimler bahşeder. İnancımız güçlü ise manevi deneyimlere ihtiyaç duymayabiliriz. Manevi deneyimlerin inancımızı nasıl artırdığını gösteren manevi gelişim aşamaları makalesine bakın. |