Manevi Seviye nedir?

1. Manevi seviye hakkında

Manevi Bilim Araştırma Vakfı (SSRF), manevi olgunluğu veya kapasiteyi tanımlamak için ‘manevi seviye’ terimini kullanır. Bu, manevi gelişimimizi tanımlayan ve manevi yolculuğumuzda nerede olduğumuza dair bir bakış açısı sunan bir ölçek işlevi görür. Kişinin manevi seviyesi ne kadar yüksekse, o kişide tezahür eden Tanrı ilkesinin miktarı da o kadar fazla olur.

2. Manevi seviye skalası

SSRF, manevi seviyeyi tanımlamak için 1 ile %100 arasında bir skala kullanır. %1, cansız bir nesnenin manevi seviyesini ifade ederken, %100 ise bir insan için manevi gelişimin zirvesi olan Öz-Gerçekleşme veya Tanrı ile bir olma durumunu ifade eder.

Kaliyuga olarak da bilinen Çatışma Çağı olan günümüz çağında insanların çoğu %20 manevi seviye kategorisine girmektedir. Maneviyat bilimine göre, %70’in üzerinde manevi seviyede olan kişi bir Aziz olarak bilinir. Tıpkı maddi dünyada alanlarında zirvede olan insanlar olduğu gibi, Maneviyatta da Dünya’da yaşayan Azizler otoritelerdir. Onlar sadece alim değil, aynı zamanda Maneviyat bilimini günlük hayatta uygulayan ve Tanrı’yı gerçekleştirmiş ruhlardır.

Maneviyatı öğretmede ve arayışta olan kişilerin manevi olarak gelişmelerini beslemede aktif rol oynayan Azizlere Guru denir. Dünyada yaşayan Azizlerin %10’undan azı Guru’dur. Gurular, Tanrı’nın öğretici yönünün fiziksel formlarıdır ve oldukça materyalist dünyamızda manevi bilginin fenerleri olarak işlev görürler.

3. Manevi seviye ve manevi uygulama

4. Manevi seviye nasıl ölçülür?

Manevi seviye, modern bilimsel hiçbir cihazla ölçülemez, aynı zamanda hiçbir insan tarafından entelektüel olarak da tespit edilemez. Sadece bir Aziz veya Guru, oldukça aktive olmuş altıncı hissi veya süptil algı yeteneği yardımıyla bir kişinin manevi seviyesini anlayabilir.

“Bir Aziz, bir kişinin manevi seviyesini nasıl doğru bir şekilde ölçebilir?” sorusu sıklıkla sorulur.

Tıpkı gözün doğuştan gelen yeteneği sayesinde mavi bir obje ile kırmızı bir obje arasındaki farkı %100 doğrulukla kolayca ayırt edebilmesi gibi, bir Aziz de altıncı his yeteneğiyle bir kişinin manevi seviyesini doğru bir şekilde tahmin edebilir. Altıncı his, kişiye görünmeyen dünyanın tamamen farkında olmasını ve onu doğru bir şekilde ölçmesini sağlar.

Aşağıda bir kişinin manevi seviyesini entelektüel olarak kabaca anlamanızı sağlayacak bir ölçek sunuyoruz.

Kişinin manevi seviyesi yükseldikçe, hayata karşı tavrı ve bakış açısı dramatik bir şekilde değişir. Örneğin, %30 manevi seviyesinde olan bir kişi, yoğun programında tek bir manevi söyleşiye bile katılmak için zaman bulmakta zorlanabilir. Aynı dünyevi sorumluluklara sahip olan aynı kişi, %40 manevi seviyesine ulaştıktan sonra, düzenli olarak manevi söyleşilere katılmak ve manevi metinleri incelemek için kolaylıkla zaman bulabilir.

Belirli bir manevi seviyede olan kişi, örneğin %30 manevi seviyesinde olan kişi, yalnızca kendisine birkaç yüzde puanlık mesafede olan biriyle ilişki kurabilir. Örneğin, %30 manevi seviyesinde olan birinin %40 manevi seviyesinde olan biriyle veya tam tersi bir şekilde iletişim kurması oldukça zordur.

Entelektüel olarak, bir kişinin kendinden biraz daha önde olduğunu tahmin etmek mümkündür; ancak bu tahmin en iyi ihtimalle belirsiz olacaktır.

Entelektüel olarak bir kişinin Aziz olup olmadığını tespit etmek imkansızdır.

Manevi seviye, bir dizi katkıda bulunan etken tarafından tanımlanır. Aşağıdaki noktalarda, bir kişinin manevi seviyesine katkıda bulunan ve manevi gelişimle birlikte nasıl değiştiğini gösteren daha önemli parametrelerden bazılarını ele alacağız.

4.1 Ego ve manevi seviye

• Kişinin manevi seviyesini belirleyen önemli parametrelerden biri de Ruh’un çevresindeki ego veya karanlığın ne kadar temizlendiğidir ve kişinin kendisini ne kadar içerideki Ruh ile özdeşleştirdiğidir.

• Ruh’un çevresindeki karanlık veya ego ile, insanın kendini sadece beş duyusu, zihni ve aklı olarak algılama eğilimini kastediyoruz. Bu ego aynı zamanda gerçek varoluş durumumuz olan Ruh’u bilmemek anlamına gelen manevi cehalettir. Modern eğitim sistemimiz ve toplumumuz bize aslında içimizdeki Ruh olduğumuzu bilmeden bedenimiz, zihnimiz ve aklımızla özdeşleşmeyi öğretiyor.

• Maneviyat bilimini inceledikten sonra, içimizde bir Ruh olduğunun entelektüel olarak anlasak bile, onu algılayamayız veya deneyimleyemeyiz. Manevi uygulama yaptıkça, bu karanlık veya ego, içimizdeki Ruh ile tamamen özdeşleşebileceğimiz en yüksek manevi seviyeye ulaşana kadar azalmaya başlar.

• Manevi uygulama ile egomuz azalmaya başlar, bu da doğrudan manevi seviyemizin yükselmesiyle ilişkilidir. Aşağıdaki tablo, artan manevi seviye ile birlikte egonun nasıl azaldığını göstermektedir.

%20 manevi seviyesinde kişi çok bencildir, öz-bilinçlidir ve sadece kendini düşünür. Manevi uygulama yaptıkça beden farkındalığımız azalır. Sadece rahatsızlığa ve acıya dayanmakla kalmayız, aynı zamanda övgüye de kafaya takmadan katlanabiliriz.

Örneğin, yüksek egonun bir göstergesi, bir kadına kilo aldığı veya yaşlandığı söylendiğinde ve uzun bir süre boyunca depresyona girmesidir. Egonun bir diğer çeşidi de, akranlarını kendinden uzaklaştırabileceği düşüncesiyle manevi uygulama yaptığını gizlemektir. Çoğu durumda, başkaları hatalarımızı belirttiğinde olumsuz tepki veririz. Hataları kabul edememek bir ego belirtisidir.

4.2 Kendi mutluluğuna odaklanma ve manevi seviyeye

Ortalama bir insandan daha yüksek bir manevi seviyenin açık bir işareti, kendi mutluluğuna daha az odaklanılmasıdır. Aşağıdaki tabloda görebileceğiniz gibi, Azizlik seviyesine ulaşmış bir kişinin kendi refahına verdiği önem sadece %10’dur. Dikkatin azalmasının nedenlerinden biri, manevi gelişmeyle birlikte kişinin kendini bedeni, zihni ve aklı ile özdeşleştirmesinin giderek azalmasıdır.

Ortalama bir insanın hayatında kendi mutluluğuna odaklandığı örnekler çoktur. Bunlara bazı örnekler:

1. Rahatsızlık duymak anlamına geldiği için bir aile üyesine bakmak zorunda kalmaktan kızgınlık duymak.

2. Sadece yakın çevredeyse manevi bir söyleşiye katılmaya hazır olmak.

3. Rahatsızlık duyma korkusu nedeniyle haksızlığa karşı bir protestoya maddi olarak katkıda bulunmaya hazır olmak, ancak vaktini ve çabasını gönüllü olarak vermeye hazır olmamak.

Kendi mutluluğuna daha az odaklanmanın bir diğer olumlu sonucu ise, kişinin daha kapsayıcı olmasıdır. Bütün kalbiyle başkalarının ve toplumun mutluluğunu arar.

Paradoksal olarak, manevi olarak büyüdükçe mutluluğumuza daha az odaklansak da manevi olarak büyümenin faydalarından biri de hayatımızda daha fazla mutluluğa erişim sağlamaktır. Aşağıdaki grafik, manevi olgunluğumuz arttıkça hem niteliksel hem de niceliksel olarak deneyimlenen yaşam mutluluğundaki artışı göstermektedir. Bir Aziz, mutluluğun çok ötesinde üstün bir durum olan Saadeti (Ānand) deneyimler.

4.3 Manevi uygulama ve manevi seviye

Manevi seviyemiz arttıkça, manevi uygulama kapasitemiz hem nitelik hem de nicelik olarak artar. Daha fazla manevi uygulama yapabilme kapasitemiz, ‘manevi kaslarımızı’ geliştirmek gibidir. Ne kadar kendimizi zorlayarak manevi uygulama yaparsak, ‘manevi kaslarımız’ o kadar gelişir.

Manevi uygulama, gerçek anlamda %35 manevi seviyede başlar. Bu, kişinin gerçekten manevi gelişimi aradığı ve Maneviyatın temel ilkelerine göre günlük olarak Maneviyat uygulaması yaptığı anlamına gelir. Manevi gelişimin kriterlerinden biri, mezhepsel manevi uygulamanın (yani herhangi bir dine ait olmanın) ötesine geçmek ve giderek daha yüksek ve daha süptil manevi uygulamalara yönelmektir. Örneğin, daha önce Tanrı’ya bedeni aracılığıyla ibadet eden (ritüelistik ibadet) bir kişi, daha yüksek ve daha süptil bir araca, yani zihinsel olarak Tanrı’ya ibadet etmeye geçiş yapar. Tanrı’nın Adını zikretme gibi manevi uygulamalar buna örnektir.

Manevi uygulamaya karşı tutumdaki farkı açıklayan birkaç örnek şunlardır:

• %20 manevi seviyesinde, çok az veya hiç manevi uygulama yoktur. İnsanlar ibadet yerlerine alışkanlık veya zaman geçirme olarak gidiyorsa.

• %30 manevi seviyede, hac yerlerine gitmeye veya ritüelistik bir şekilde Tanrı’ya ibadet etmeye karşı genel bir ilgi olacaktır.

• %40 manevi seviyesinde kişi, manevi bilgi edinmeye ve bunu uygulamaya koymaya yoğun ilgi duyacaktır. Boş zamanlarının önemli bir kısmını manevi arayışlara ayırır.

• %50 manevi seviyede kişi genellikle kendi dininin ötesine saf Maneviyata geçer. Kişinin hayatındaki birincil odağı, dünyevi bağlara ve kazanımlara kapılmaktansa ruhsal olarak gelişmektir. Buna göre, zamanlarının çoğu, iş adamı, ev hanımı vb. gibi hayat durumlarından bağımsız olarak Maneviyatı uygulamaya harcanır. %50 manevi seviyede olanların maddi veya dünyevi yaşamlarından ya da mesleklerinden vazgeçmeleri otomatik olarak gerçekleşmez, yalnızca odak noktası dünyevi ilerlemeyi başarmaktan ruhsal ilerlemeyi başarmaya kayar. Yani, daha önce ne kazandığına ve başkalarının onun hakkında ne düşündüğüne çok önem veren kişi, şimdi Tanrı’nın onun hakkında ne düşündüğüyle daha fazla ilgilenecektir.

^Top

4.4 Psikolojik duygu ve manevi seviye

Bugünün bencil ve acımasız dünyasında, özellikle başkalarıyla ilgili olmak üzere olumlu duygulara sahip olmak takdire şayandır. Ancak bu seviyeye ulaştıktan sonra, ortalama acımasız ve duygusuz kişiden daha üstün olan bu seviyenin nihai hal olmadığını akılda tutmak gerekir. Aslında, psikolojik duygu, yukarıdaki resimde açıklandığı gibi Ruhumuzun etrafındaki karanlık örtünün bir parçası olan zihnin bir işlevidir. Dolayısıyla bu bizi içimizdeki Tanrı’yı (Ruh) deneyimlemekten uzaklaştırır. Tanrı, psikolojik duygunun ötesindedir ve Saadet olan yüce bir mutluluk halindedir. Kişi manevi olarak geliştikçe, duygulara göre hareket etme olasılığı azalır. Daha dengeli bir zihin durumuna ulaşır ve çevremizdeki olaylara bağlı olarak artık iniş çıkışlar yaşamaz.

%20 manevi seviyesindeki genç bir kadın, kâkülü istediğinden bir santim daha kısa kesildiği için öfke krizi geçirebilir ve günlerce sefalete boğulabilir. Aynı genç kadın, %50 seviyesine ulaştıktan sonra, kanser veya AIDS gibi tedavi edilemez bir hastalık teşhisi konduğuna dair haberi alsa bile metanet gösterebilir.

4.5 Manevi duygu ve manevi seviye

Tanrı’ya karşı manevi duygu (bhāv), Tanrı’nın her şeyde varlığının yoğun bir farkındalığını yaşamak, günlük yaşam aktivitelerini yürütürken Tanrı’nın varlığını hissetmek ve bu farkındalığa dayalı bir yaşam sürmektir.

Kişinin manevi duygusu arttıkça, hayatın her alanında Tanrı’nın elini deneyimleyebilme yeteneği artar ve bu nedenle Tanrı’ya teslim olma yeteneği de artar. Kişi teslim olma durumuna ulaştığında, Tanrı ilkesi onun aracılığıyla çalışabilir. Bu ilke, kişide ve çevresindekilerde giderek daha belirgin hale gelir ve Tanrı’nın ilahi enerjisinin akışı onun aracılığıyla deneyimlenir.

Bir kişi %20 manevi seviyede ise, büyük ve prestijli bir anlaşmayı tamamladıktan sonra kendine ve entelektüel yeteneklerine güven duyabilir. Benzer koşullarda %50 manevi seviyesindeki bir kişi, manevi duygu ile taşacak ve kendisine bu anlaşmayı lütfeden Tanrı’nın iyiliğine karşı minnettarlık duyacaktır.

%20 manevi seviyesindeki kişi anlaşmayı kaybederse, öfke, kıskançlık ve mutsuzluk ile dolabilir. Ancak yine benzer koşullarda %50 manevi seviyesindeki kişi, Tanrı’nın bu durumdaki elini görebilir ve anlaşmanın hak edene gittiğini anlayabilir ve kendisine bu bakış açısıyla lütufkar davranan Yüce Tanrı’ya şükredebilir.

5. Manevi seviyenin bazı yönleri

İçinde bulunduğumuz manevi seviye, hayatımızı nasıl yaşadığımız ve hayatın durumları ve kaderinden nasıl etkilendiğimizde kilit bir işleve sahiptir. Aşağıda, manevi seviye kavramı ve hayatımızı nasıl etkilediği hakkında bazı yönlerden bahsedilmektedir.

5.1 Manevi seviye ve doğum

Hepimiz belirli bir manevi seviyede doğarız. Bu, önceki yaşam döneminde elde edilen manevi seviyeye dayanır. Dolayısıyla bir kişi manevi uygulama yapıp %50 manevi seviyesine yükselirse, bir sonraki yaşamda %50 manevi seviyede doğacaktır. Temel olarak, Maneviyatta, önceki doğumda veya yaşam döneminde bıraktığımız yerden devam ederiz. Bu, doğduğumuzda her şeye yeniden başlamak zorunda olduğumuz dünyevi bilgiden farklıdır.

5.2 Ateistlerin daha yüksek manevi seviyesi olabilir mi?

Kesinlikle, Tanrı’ya inanmasalar bile ateistlerin bile daha yüksek bir manevi seviyesi olabilir. Bazen ateistler manevi uygulamaya hayatlarının ilerleyen dönemlerinde başlar – bu kaderden kaynaklanır.

5.3 Manevi seviye ve uyumluluk

Daha önce de gördüğümüz gibi, manevi seviyedeki farklılık, iki kişinin hayata bakış açısını önemli ölçüde etkileyebilir. Bu nedenle, iki kişi arasındaki manevi seviye farkı arttıkça uyumluluk azalır. Bu faktör, iki kişi arasındaki uyumsuzluğun %5’ini oluşturur.

İki kişi aynı manevi seviyede olsalar bile, manevi gelişim arzusundaki farklılıklar uyumsuzluğa neden olabilir.

Tanrı arayışında olan iki kişi arasındaki bir başka uyumsuzluk nedeni de, birinin bireysel manevi uygulamaya odaklanması, diğerinin ise toplumu yükseltmek amacıyla manevi uygulamaya odaklanmasıdır. Bu, Tanrı arayışında olan iki kişi arasındaki uyumsuzluğun %8’ine kadar katkıda bulunabilir.

Lütfen “Uyumu etkileyen faktörler” başlıklı detaylı makaleye bakın.

5.4 Manevi seviye ve evrendeki güce erişim

Manevi olarak geliştikçe, evrendeki daha yüksek güç seviyelerine erişim sağlıyoruz. Durumu perspektife oturtmak gerekirse, en düşük güç seviyesi fiziksel güçtür. Dünyanın çoğu insanı, hayatlarının tamamını bu gücün bir yönünü elde etmeye çalışarak geçirir.

• Bir hastalığı iyileştirmek için ilaçlar – örneğin, mikropları öldürmek için antibiyotikler

• Öldürmek için kullanılan fiziksel silah

• Finansal güç

• Siyasi güç

Örneğin, Adolf Hitler’in çarpıcı bir şekilde iktidara yükselişinin bir nedeni, Cehennemin alt bölgelerinden (Pātāl) güçlü bir süptil büyücü (mantrik) tarafından desteklenmesiydi. İktidarda olduğu yıllarda Hitler’e musallat olan bu büyücü, onu herhangi bir fiziksel güce karşı yenilmez kılıyordu.

Örneğin, Adolf Hitler’in çarpıcı bir şekilde iktidara yükselişinin bir nedeni, Cehennemin alt bölgelerinden (Pātāl) güçlü bir süptil büyücü (mantrik) tarafından desteklenmesiydi. İktidarda olduğu yıllarda Hitler’e musallat olan bu büyücü, onu herhangi bir fiziksel güce karşı yenilmez kılıyordu.
Hitler’e musallat olan gizli büyücüyü (manevi boyutta) durduranlar aslında Hindistan’dan iki Aziz‘di – Kutsal Mataji ve Yogi Arvind (Sri Aurobindo). Bu iki Aziz, manevi güçleri sayesinde süptil büyücünün süptil (manevi boyuttaki) gücünü azalttıktan sonra, ülkelerini Hitler’in kötülüğünün saldırısına karşı savunan ordular savaşın seyrini kendi lehlerine çevirebildiler ve savaşı kazandılar. (Ref: searchforlight.org, lightendlesslight.org, aurobindo.ru)

Lütfen ‘Evrendeki güç hiyerarşisi‘ hakkındaki tam makaleyi okumak için buraya tıklayın.

5.5 Hayaletlere (şeytanlara, cinlere, negatif enerjilere vb.) karşı koruma olarak manevi seviye

Kendinizi hayaletlerden (şeytanlardan, cinlerden, negatif enerjilerden vb.) korumak için tek kesin ve sürdürülebilir yol manevi olarak gelişmektir. %20-30 manevi seviyesindeyken her türlü hayalet (şeytan, cin, negatif enerji vb.) saldırısına karşı çok savunmasızsınızdır. Bu seviyede, Tanrı’nın korumasından faydalanabilecek bir durumda olmadığınız için herhangi bir hayalet sizi kolayca ele geçirebilir.

Tam makaleyi okumak için lütfen tıklayın – Manevi seviye hayaletlere (şeytanlara, cinlere, negatif enerjilere vb.) karşı ne kadar koruyucu bir kılıf sağlar?

5.6 Zihinsel engelli bir kişinin manevi seviyesi

Zihinsel engelli bir kişinin manevi seviyesi, %20 manevi seviyede olan insanların çoğunluğuna kıyasla %19’dur. Bunun nedeni, zihinsel engelli kişinin yeterli akıl sahibi olmamasıdır. Akıl, manevi seviyemizi yükselten temel süptil Sattva unsurunun bir işlevidir. Bu nedenle, onun manevi seviyesi ortalama bir insandan daha düşüktür.

5.7 Kötü bir kişinin manevi seviyesi

Topluma zarar veren kötü insanların, örneğin yoz siyasetçilerin, gangsterlerin, teröristlerin vb. manevi seviyesi genellikle %20’nin altındadır ve hatta %10’a kadar düşebilir.

6. Günümüzde dünya nüfusunun manevi seviyeye göre dağılımı

7,3 milyar insanı baz alarak, 2016 yılındaki dünya nüfusunun manevi seviyeye göre dağılımını sağlamak için manevi araştırma metodolojisini kullandık.

Dünyanın Nüfusunun 2016 Yılındaki Manevi Seviye Dağılımı

Manevi Seviye	Dünya nüfusunun yüzdesi	İnsan sayısı1
%20-29	%63	4.599 milyar
%30-39	%33	2.409 milyar
%40-49	%4	0.292 milyar
%50-59	ihmal edilebilir	15,000
%60-69	ihmal edilebilir	5,000
%70-792	ihmal edilebilir	1003
%80-89	ihmal edilebilir	203
%90-100	ihmal edilebilir	103

Yukarıdaki grafik, günümüz nüfusunun çoğunluğunun %20 ile %29 manevi seviye arasında olduğunu göstermektedir. Şu anda dünya birçok problemden mustariptir. Bu problemler, uyuşturucu bağımlılığı ve evlilik uyumsuzluğu gibi kişisel sorunlardan, toplumsal şiddet, savaşlar ve doğal felaketler gibi toplum ve ülkelerin karşılaştığı sorunlara kadar çeşitlilik gösterir. Dünyanın bu durumu, esasen hem halkın hem de liderlerinin çoğunlukla daha düşük bir manevi seviyede olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla, insanlığın ortalama manevi seviyesi yükselmedikçe, dünyanın mevcut durumu düzeltilemez. Bu durum ancak insanlar düzenli olarak manevi uygulama yaparlarsa değişebilir.